Pazartesi Notları #105

Posted by Anıl | Posted in | Posted on 22:15

  • Hafta çabuk geçiyor artık. Askerde olsaydım pazartesi gelmemişti daha.
  • Güne üzücü bir haberle uyandık. Yaşayan birkaç aydınımızdan İlhan Selçuk'u kaybettik ve bir daha eksildik. Bundan çok daha üzücüsü internet ortamında gördüklerim oldu şüphesiz. Neler okumadım ki? "Hakkında verilen ölüm hükmüne iptal davası açamayacağı bir mahkemeye gidiyor." demiş birisi mesela. "Kosmos rahmet eylesin." diyordu başka biri. Hatta daha da ileri gideni, "Şimdi inanıp inanmadığı mahkemede hesap veriyordur." diyeni bile vardı aralarında. Papia'dan çok daha ince olan Vakit'in internet portalı da haberi "İ. Selçuk Öldü" manşetiyle duyurma yolunu seçmiş. Bunlar insan mı peki? İnandıkları şey bu mu peki? Bunu mu emrediyor? İnsanlar neden kendilerini başkalarının ahlak ve din bekçisi olarak görüyor?
  • Geçtiğimiz hafta tam 12 şehit verdi bu ülke. 5 saat boyunca kurşun yağdırılan karakola ordu tek bir helikopter dahi gönderemedi. Nedeni havanın sisli olmasıymış. "İçinde bulununca daha iyi anlıyor" insan diyorlardı. Gerçekten öyle. Görmem gerekenleri görmem için 5 ay gibi kısa bir süre yetti aslında. Türk ordusu o kadar gereksiz paralar harcıyor, satır aralarında o denli kıymetsiz iş yapıyor ki esas görevlerine odaklanmaya vakit bulamıyor. Kimse bana 15 günlük askerin hudutta ne iş yaptığını anlatamaz. Anlamayacağım.
  • Şehitlerden birinin babası "Vatan sağolsun demeyeceğim!" diye yakarıyordu. Hakkı değil mi sizce de? Vatan kendimi bildim bileli sağoluyor zaten. Bir defa olsun bu vatan evlatları için "Sağolsunlar" dedi mi ki?
  • Peki Filistin'deki din kardeşleri ölürken ortalığı yakıp yıkan başbakan şimdi nerede?
  • Ülkemizde süper bir habercilik anlayışı var. Bir şehit ailesinin evinden canlı yayın yapan Star Haber muhabiri şehit annesine; "Merak ediyoruz, oğlunuz en çok hangi yemeği severdi?" sorusunu yöneltti. Asar mısınız, keser misiniz?
  • Ömer Üründül faciası Burger King Türkiye'nin başındaki adammış. Adam çok zengin diyorlardı da inanmıyordum. Vay başımıza gelenler.
  • Adam futbol yorumculuğunu gayet hobi olarak yapıyormuş. Yapma arkadaş! Git, Hıncal Uluç gibi topla evinin salonuna arkadaşlarını keyif çat yahu. Bizim keyfimize ne karışıyorsun?
  • Galatasaraylı Elano'da iki maçta 2 gol ve 1 asist ile oynadı. Atabildiği kadar atsın artık, ne kadar yüksek fiyata giderse o kadar iyi.
  • Bir zamanlar Emre Altuğ'un seslendirdiği "Yani" Fırat Tanış'ınmış. Emre Altuğ'un öyle bir şarkı yapabileceğine inanmıyordum zaten de Fırat Tanış'ta da ne cevher varmış arkadaş!
  • Bugün Konyaaltı Plajı'nı ellerinde jumbo boy çöp poşetleriyle dolaşıp, halkın pisliğini toplayan turistler gördüm ve utandım. Kendi pisliğinden rahatsız olmayan bir milletiz işte.
  • Çıkıp da "İnternet sansürünü kaldıracağız" gibi bir vaatte bulunan siyasi partiye oy verecek yığınla adam tanıyorum.
  • D-Smart reklam jingle'ında Dünya Kupası'na gidemeyişimiz için "Ama olsun, olsun, olsun" deniliyor. Hep "olsun" dediğimiz için oluyor zaten.
  • Dünya Kupası maçlarına Coca-Cola'nın verdiği vuvuzela ile eşlik ediyorum. Çok zevkli oluyor :)
  • TRT kandil gecesi sürekli namaz kılmamızı tembihledi. TRT'ye de bakın siz! Gece boyunca bir camiide canlı yayındaydılar... Hiçbir Hristiyan bayramında kiliseye canlı bağlandıklarını görmedim, devletin kanalının...
  • Geç oldu, kepenkleri kapatalım artık.

Comments (1)

şehitlerden birinin annesi de "sen neyin bedelisin oğlum" diye sordu ama hala bir cevabı verilemedi bunun...