Sanchez "Robin Hood" Gordillo

Posted by Anıl | Posted in | Posted on 11:04

0

"Eğer dünyada tırnak kadar adalet olsaydı, büyük bankacılar ve bunların yürüttüğü ekonomik teröre izin veren hükümetler cezaevinde olurdu. Üstelik krize neden olanlar ile şimdi onu düzeltmek isteyenler aynı insanlar. Kundakçı - itfaiyeci rolü oynamak istiyorlar."

Bu sözlerin sahibidir Juan Manuel Sanchez Gordillo; belediye başkanı olduğu 2700 nüfuslu Marinaleda köyünde sözle değil, eylemle, işgalle, grevle, mücadeleyle "başka bir dünyayı mümkün" kılan, Che Guevara'nın, Hugo Chavez'in, Salvador Allende'nin izinde; Che tarzı sakalı ve Filistin bayrağı desenli fularıyla Endülüslü bir modern zaman Robin Hood'u... Kendisine Robin Hood denmesi boşuna değil, ki buna daha sonra değineceğim. Öncelikle Marinaleda'ya ve öyküsüne kısaca bir bakalım.
General Franco'nun ölümünün ardından 30 sene boyunca mücadele vermiş bir Endülüs kasabasıdır Marinaleda. Köyün mücadelesine öncülük eden Gordillo, zamanla bir sendika ve siyasi parti kurmuş, toprak ve özgürlük mücadelesini de partisinin ana politikası olarak belirlemiştir. Bu uğurda havalimanları ve tren garlarını, hükümet binalarını, çiftlikleri ve sarayları işgal edip, açlık grevlerine gitmişler. En nihayetinde ülkenin en eski ve en zengin aristokratik ailelerinden biri olan ve sahip olduğu toprakların devasalığının ünü ülke sınırlarını aşmış, hatta öyle ki topraklarından çıkmadan 600 mil boyunca yürünebileceğinin esprisinin yapıldığı, İnfantado Dükü'nün kapısına dayanıp toprak talep ederler. Sonunda köylülerin mücadelesinden yılan hükümet düke ait 1200 hektarlık araziyi onlara verir. Ya da bir başka deyişle Marinaleda halkı yıllar süren mücadelesiyle bunu kendi kazanır.

Artık köyün yeniden inşası başlamalıydı. Öyle de oldu.. Gordillo, tüm dünyanın bir ütopya olarak gördüğü komünist bir yapıyı kısmen ve büyük oranda Marinaleda'da hayata geçirdi. Kasabayı ilgilendiren kararların herkese açık genel toplantılarla alındığı köyde bugün çiftliklerin ve üretim tesislerinin mülkiyeti herkese ait. Endülüs genelinde işsizlik oranı %35 iken, bu oran köyde %5, ki bunu da köye dışarıdan gelip yeni yerleşen insanlar oluşturuyor. Köy işçilerinin günlük kazancının 65 USD olduğunun da altını çizmekte fayda var. Özellikle bu rakamın İspanya ortalamasının iki katı olduğu düşünüldüğünde yapılan işe hayranlık ve saygı duymamak elde değil. Köyde bulunan olimpik yüzme havuzunun yıllık ücretinin sadece 3 EURO olduğunu ve her hanede ücretsiz internetin bulunduğunu da göz önünde bulundurursanız, köy halkının nasıl bir sistemin çarkını döndürdüğünü daha net kavrayabilirsiniz.
Tüm bunların yanı sıra en çok dikkat çekici olan husus ise köy halkının ayda sadece 15 Euro mortgage ödeyerek ev sahibi olabilmesi. Evet sadece 15 Euro! Endülüs bölgesel hükümeti ile yapılan anlaşma gereği hükümet Marinaleda'ya konut inşası için malzeme ve mühendis tedarik ediyor. Köylüler de birbirlerine yardım ederek kendi evlerini inşa ediyor. Tüm bunların karşılığı olarak ise bölgesel hükümete ayda sadece 15 euro ödeniyor. Buradaki tek koşul herkesin kendi evinin inşasında bilfiil çalışması gerektiği..

Yaptıkları arasında sadece şu yukarıda saydıklarım düşünüldüğünde bile hakkında büyük bir hayranlık uyandıran Gordillo bunlarla yetinmedi. 2012'nin ağustos ayında kendisine sonradan Robin Hood yakıştırması yaptıracak olan bir eylemin öncülüğüne imza attı. "Kamulaştırma" adını verdikleri eylem dahilinde birkaç süpermarketi istila ettiler. Yağ, şeker, nohut, pirinç, makarna, süt, bisküvi ve sebze gibi temel besin maddeleri ile tıka basa doldurdukları onlarca market arabasını, market çalışanları ile yaşadıkları arbedeye rağmen tek bir ücret ödemeden dışarı çıkardılar. Sonra ne mi oldu? Marketten çıkarılan tüm mallar Sevilla'daki bankalar tarafından evlerinden çıkartılmış olan ailelere ve işsizlere dağıtılmak üzere sosyal merkezlere bağışlandı. Gordillo sonradan yaptığı bir açıklamada, büyük süpermarket zincirlerinin yiyecek satarak hissedarları için yüz milyonlarca Euro kâr elde ederken, bu marketlerin dışında açlık çeken yüz binlerce insana dikkat çekmek istediklerini ifade etti.
Tabii ki yapılan eylemin dış etkileri de oldu. İspanya hükümeti yaşananları kınadı. Fakat ülkedeki krizin büyüklüğü öyle bir noktadaydı ki, kamuoyunun büyük bir kısmı yaşananlara temkinli yaklaşmayı seçti. Öyle ki daha çok sağa yatkınlığı ile bilinen El Mundo gazetesinin yapmış olduğu bir ankette halkın %54'lük kesimi eylemi desteklediğini ifade etmişti. Bu arada istilaya maruz kalan süpermarket zincirlerinden biri el konulan yiyecekleri bağışlamayı kabul ederken, bir diğeri Sanchez Gordillo ve arkadaşlarını mahkemeye verdi. Gordillo ise bu durumda dahi dik duruşundan taviz vermedi:

"Beni topluma ibret olayım diye cezalandırmak istiyorlar. Dünyada adaletsizlik varsa isyan etmek ve sonuçlarına da katlanmak zorundasınız. Önemli olan şey, Marinaleda'da işlerin başka türlü yürütüldüğünü göstermiş ve gösteriyor olmamız."

Hülasa, Sanchez Gordillo ve Marinaleda kokuşmuş dünya için küçük de olsa bir umut ışığı; bir başkaldırı. Ulaşılması hayal gibi görünen şeylerin aslında mümkün olduğunun kanlı canlı kanıtı. Ne kadar büyük bir kitle tarafından bilinirse o kadar iyi diye düşündüğüm bu güzel insan ve Marinaleda hakkında daha ayrıntılı bilgiye ulaşmak isteyenler için Dan Hancox'un Dünyaya Kafa Tutan Köy adlı kitabı güzel bir başlangıç olabilir.

Ayrıca şu da burada dursun.

Ve son olarak haykırmadan olmaz: