The Expendables
Posted by Anıl | Posted in sinema | Posted on 20:15
"Slyvester Stallone geri döndü" desek sıradan ve bir o kadar garip bir giriş mi yapmış oluruz? Kariyeri kendini tekrar etmekten başka hiçbir şey vaat etmeyen ailemizin gerilla boksörü vizyona giren son filmi ile "Daha ölmedim" mesajı vermeyi ihmal etmiyor. Rocky ve Rambo serilerini sonsuzluğa ulaştırma fikrinden henüz vazgeçmemiş olsa da, farklı işlere imza atabileceği gerçeğini geç de olsa idrak edebilmesi hoş bir ayrıntı tabii.
Slyvester Stallone ve Türk insanının çelişkilerle dolu bir öyküsü var aslında. Pek çokları bilmez bunu. En yakın arkadaşımın Rocky filmlerini her izleyişinde duvarları yumruklamaya başlaması bu fikrin gelişmesinde önemli rol oynar. Türk insanının mazlumu sahiplenmesinin bir nedeni varsa bu Stallone'nin ta kendisidir. Zira Rocky Balboa'nın yediği her yumruğu kendisine edilmiş bir hakaret olarak gören insanların açıklamasını başka bir şeye yoramıyorum.
Her ne kadar Stallone'nin Türkiye'de hatırı sayılır miktarda hayranı olsa da aktörün kendi ülkesinde Cüneyt Arkın muamalesi gördüğünü kaç kişi biliyor ki? Çelişki de burada zaten. Cüneyt Arkın'ın kahkaha unsuru yapıldığı bir ülkede Stallone'nin omuzlara alınacağını garanti görmek yanlış değil. Bu ülkedeki bir nesilin halk kahramanıdır Stallone. Fahrettin Cüreklibatır ise olsa olsa üvey evlat... Baksanıza adı bir sahte adamın!
Rocky ve Rambo'nun son birkaç yıl içindeki yeniden çevrimleri ile birlikte Stallone'ye Türkiye'deki hayranları bile burun kıvırır hale geldi. Rambo'nun kaslı vücudu ve Rocky'nin Ajda Pekkan'ı aratan estetiği bile durumu kurtaramadı. Bu noktada bir NBA All-Star maçını anımsatan The Expendables'in Stallone için bir son şans olduğunu söyleyebilir miyiz? Aktörün kendisi söylüyor bunu, biz neden söyleyemeyelim ki?
Stallone'nin söylemenin yanında çalmayı da tercih ettiği film sinema salonlarına yine, yeni ve yeninden ortalama izleyiciyi çekmeyi amaçlıyor. Eh, herkesin kendi hedef kitlesi var. En büyük sürpriz ise Stallone'nin salt kendisini önplana çıkarmak gibi bir çabasının olmayışı. Bu yüzdendir filme All-Star maçı benzetmesi yapmış olmam... Son yılların aksiyon alanında en çok tüketilen ismi Jason Statham, çekik gözleriyle Jackie Chan efsanesine son veren Jet Li, başarılı olduğu kadar yakışıklı da olan Mickey Rourke, Dexter'in Ajan Batista'sı David Zayas, Eric Roberts, Bruce Willis, Arnold Schwarzenegger, "Sarı Dev" Dolph Lundgren... Ne yani, şoför koltuğunda Stallone var diye izlemese miydik?
İzledik!
Farklı uzmanlık alanlarına sahip bir grup paralı asker Güney Amerika'da, ABD desteğiyle kurulan bir diktatörlüğün kökünü kazımak için yola koyulur. Sonrası bilindik hikâye... Kanın gövdeyi götürmesi (ki bu çok fena oluyor), kaçırılan hatun kişiyi kurtarma çalışmaları, dikta yönetimine karşı geri dönüşü olmayan bir mücadele... Yine de iyi bir film The Expendables...
Aksiyon filmlerindeki alışılmış klişenin aksine iyi adamlara hiçbir şey olmuyor burada. Hani, işin içinde Slyvester Stallone olunca insan önce biraz pataklanan sonra şaha kalkan bir senaryo bekliyor. Anlaşılan o ki Stallone daha fazla estetik yaptırmaya razı değil. Yakaladığının kolunu bacağını koparmak daha makul gelmiş olmalı... İlk sahnesinde pompalanmaya başlayan adrenalin son sahneye kadar artarak devam ediyor bu filmde. Öyle ki Stallone'nin Türk hayranlarının sinema salonundaki "Yürü beee" nidaları bile film hakkında olumlu yorum yapmamı engelleyemiyor.
Yine de... Sinema salonlarından men edilmeli böyle insanlar. Evet!
Slyvester Stallone ve Türk insanının çelişkilerle dolu bir öyküsü var aslında. Pek çokları bilmez bunu. En yakın arkadaşımın Rocky filmlerini her izleyişinde duvarları yumruklamaya başlaması bu fikrin gelişmesinde önemli rol oynar. Türk insanının mazlumu sahiplenmesinin bir nedeni varsa bu Stallone'nin ta kendisidir. Zira Rocky Balboa'nın yediği her yumruğu kendisine edilmiş bir hakaret olarak gören insanların açıklamasını başka bir şeye yoramıyorum.
Her ne kadar Stallone'nin Türkiye'de hatırı sayılır miktarda hayranı olsa da aktörün kendi ülkesinde Cüneyt Arkın muamalesi gördüğünü kaç kişi biliyor ki? Çelişki de burada zaten. Cüneyt Arkın'ın kahkaha unsuru yapıldığı bir ülkede Stallone'nin omuzlara alınacağını garanti görmek yanlış değil. Bu ülkedeki bir nesilin halk kahramanıdır Stallone. Fahrettin Cüreklibatır ise olsa olsa üvey evlat... Baksanıza adı bir sahte adamın!
Rocky ve Rambo'nun son birkaç yıl içindeki yeniden çevrimleri ile birlikte Stallone'ye Türkiye'deki hayranları bile burun kıvırır hale geldi. Rambo'nun kaslı vücudu ve Rocky'nin Ajda Pekkan'ı aratan estetiği bile durumu kurtaramadı. Bu noktada bir NBA All-Star maçını anımsatan The Expendables'in Stallone için bir son şans olduğunu söyleyebilir miyiz? Aktörün kendisi söylüyor bunu, biz neden söyleyemeyelim ki?
Stallone'nin söylemenin yanında çalmayı da tercih ettiği film sinema salonlarına yine, yeni ve yeninden ortalama izleyiciyi çekmeyi amaçlıyor. Eh, herkesin kendi hedef kitlesi var. En büyük sürpriz ise Stallone'nin salt kendisini önplana çıkarmak gibi bir çabasının olmayışı. Bu yüzdendir filme All-Star maçı benzetmesi yapmış olmam... Son yılların aksiyon alanında en çok tüketilen ismi Jason Statham, çekik gözleriyle Jackie Chan efsanesine son veren Jet Li, başarılı olduğu kadar yakışıklı da olan Mickey Rourke, Dexter'in Ajan Batista'sı David Zayas, Eric Roberts, Bruce Willis, Arnold Schwarzenegger, "Sarı Dev" Dolph Lundgren... Ne yani, şoför koltuğunda Stallone var diye izlemese miydik?
İzledik!
Farklı uzmanlık alanlarına sahip bir grup paralı asker Güney Amerika'da, ABD desteğiyle kurulan bir diktatörlüğün kökünü kazımak için yola koyulur. Sonrası bilindik hikâye... Kanın gövdeyi götürmesi (ki bu çok fena oluyor), kaçırılan hatun kişiyi kurtarma çalışmaları, dikta yönetimine karşı geri dönüşü olmayan bir mücadele... Yine de iyi bir film The Expendables...
Aksiyon filmlerindeki alışılmış klişenin aksine iyi adamlara hiçbir şey olmuyor burada. Hani, işin içinde Slyvester Stallone olunca insan önce biraz pataklanan sonra şaha kalkan bir senaryo bekliyor. Anlaşılan o ki Stallone daha fazla estetik yaptırmaya razı değil. Yakaladığının kolunu bacağını koparmak daha makul gelmiş olmalı... İlk sahnesinde pompalanmaya başlayan adrenalin son sahneye kadar artarak devam ediyor bu filmde. Öyle ki Stallone'nin Türk hayranlarının sinema salonundaki "Yürü beee" nidaları bile film hakkında olumlu yorum yapmamı engelleyemiyor.
Yine de... Sinema salonlarından men edilmeli böyle insanlar. Evet!
sayin admin bu yorumunuzda stallone ye karshi sanki nbir az on yargili bakiyorsunuz ama stallone nin film camiasinda mustesna yeri vardir dunyanin en iyi oyuncusu dur da deriz rahat olarak ....size basit ornek ROCKY I -1milyon dolar butceyle cekip 250 milyon dolar hasilat elde etmesinde en buyuk pay sahibi dir stallone ki zira kendisi hem SENARIST HEM DE BAS ROL OYUNCUSUDUR .......buna benzer baya ornek vereyim size .......varmi buna benzer bir shey holywwoood tarihinde ????