Pazartesi Notları #140

Posted by Anıl | Posted in | Posted on 22:09

  • Meğer başbakanı başbakanlıktan etmenin yegâne yolu yine başbakanın kendisinden geçiyormuş. Biz bunu niye düşünemedik?
  • Abdullah Gül'ün geride kalan 7 senede başbakandan geçen boş kağıtları bile imzasız bırakmadığını düşünürsek pek de değişen bir şey olmayacak zaten. Yedi senedir cumhurbaşkanı değil miydi zaten?
  • Malûmu ilân ettik, he, tamam; zâlimi alkışlayacak değilim. De... Şurada burada mütemadiyen beliren ve tercihini "sandığa gitmeme" yönünde kullanma yolunu seçmişleri itibarsızlaştırma çabası içindekileri ne yapacağız? He abicim, bizler "oturduğumuz yerden" ahkâm kesmekle uğraşırken, sen - ki internet ortamında dahi karşına çıkan alâkalı alâkasız her ankette oy kullanma mecburiyeti hissetmediğini sanmıyorum - pazar pazar kalkıp 100 metre ötedeki okuluna gidip, yüzünde bir gurur ifadesiyle zarfını parmaklarının arasından kaydırarak ülkeni bambaşka bir yer hâline getirdin; kutlarım!
    Ha, şunu belirteyim yalnız; hani söz konusu tablo "en çok boykotçuların" eseri ya; kâtile göz yumanların, zûlme ortak olanların, cinsiyetçi, mezhepçi ve ırkçı kitlelerin, ana yuhalatanların, kıç kıllarının, çocuktan terörist yaratanların yanında kendine yer bulanların, doğa yağmacılarını kucaklayanların ve daha birçoklarının memleketi bilfiil işgal ettiği yerde "boykotçular" çok masum kalıyor be arkadaşım.
    Seçmenin hatrı sayılır bölümü bugün sandığa gitmemeyi, bir başka deyişle muhalefet partileri tarafından "aptal yerine" konmamayı seçmiştir. Çünkü bana kalırsa partilerin yapmaya çalıştığı şey, özellikle CHP kanadında, tam olarak buydu. Önünüze seçeneklerle geldiklerinde, zira aralarında inandığınız bir tane yoksa, "sevmedikleriniz arasından en az sevmediğinizi" tercih etmezsiniz. Kimsenin, inanmadığı değerleri temsil edenler arasından "en az tercih edilebilir" olanını tercih etmek gibi bir zorunluluğu olamaz canım kardeşim benim. Yenilgiye uğramaktan nevriniz döndü biliyorum ama bir öfkeyle kalkıp "suçlu" yaftasını yapıştıracağınız alın "boykotçuların" alınları olmasın. "It does not make any sense" bir bakıma... Ha, bu kadar laf etmişken öfkenizi kusabileceğiniz birkaç hedef göstermek gibi bir iyilik yapabilirim size: Bu noktada gözlerinizi, dilimizden düşürmediğimiz barış ve özgürlük hedefleri için sahip olduğu değerlerden sapan, ittifakı yanlış yerde bulan ve sırtını ne yazık ki "ılımlı İslâm"a dayayan ana muhalefete çevirebilirsiniz, inandığı doğrulara sırtını dönmemeyi "tercih etmişlere" değil.. Hem belki muhalefetin başındaki isimleri istifaya zorlarsınız da tekrar barışırız. Olmaz mı?
  • Soma... Beni büyük hâyâl kırıklığına uğrattın Soma..

Comments (0)