Pazartesi Notları #120

Posted by Anıl | Posted in | Posted on 00:30

  • Öyle sanıyorum ki eğitim sistemimizin tek sorunu kılık kıyafetmiş. Her gün aynı kıyafeti giymek zorunda kalacak çocuğun yaşayacağı psikolojik travmanın hesabını bu düzenlemeyi yapanların düşünebilecek kalibrede olduklarını sanmıyorum zaten. Okul çağındaki çocukların bedeni üzerinden siyaset yapmak; bu siyaseti "vücut hatlarını belli eden şort, tayt gibi kıyafetler ile diz üstü etek, derin yırtmaçlı etek, kısa pantolon, kolsuz tişört ve kolsuz gömlek giyilmeyecek." gibi mide bulandırıcı bir madde ile yapmak düşünme yetilerinin ne üzerine çalıştığını göstermiyor mu? Düzenlemenin açıklamasını okuduğunuzda görüyorsunuz ki yasak olan her şey kız öğrencilere yasak. Off ulan off!
  • Gün geçmiyor ki ülkede yeni suni gündem patlak vermesin. Patriotları gündemden düşürmenin en güzel yolu tabii ki başbakanın dikkatleri bir TV dizisine çekmesinden geçer. Yani dünyanın başka hangi ülkesinde bir başbakanın çıkıp da TV dizisi eleştirdiğini, hatta yetkilileri gereğini yapmaya davet ettiğini görebilirsiniz! Ecdadı 30 yılını seferde geçirmiş de falan da filan da... Amerika'daki hocasına göre ise bu rakam 44. Ama tarihçilere sorarsanız size doğru sayıyı veriyorlar: 8 sene! Aslında bunlara takılmamak lazım. Dizinin adı bile Aşk-ı Derûn iken kime neyi anlatıyoruz ki? Adamlar basbayağı haşmetli(!) padişahın saray içindeki yaşamını konu almışlar ve bunu da dizinin adında belirtmişler. İzlememek gibi bir seçenek varken - ki göz ucuyla baktığını dahi düşünmüyorum - "beğenmedim, değiştirin" demek ancak Türkiye Cumhuriyeti başbakanına yakışır zaten. O Patriotları da koyuyorlar ya, birileri Ahmet Davutoğlu'na söylesin de artık ağlamasın bir zahmet.
  • Çocukluğumda bir meyvenin çekirdeğini yutarsam o meyvenin içimde filizleneceğine inanırdım. Siz inanmaz mıydınız?
  • Her sene olduğu gibi bu sene de pek çok yabancı diziyi biriktirerek izliyorum. Hafta hafta beklemek bir hayli sancılı oluyor. Hiçbir dizi Lost kadar bekletmedi o ayrı.
  • Six Feet Under, kanımca HÂLÂ gelmiş geçmiş en iyi dizi. Ülkemizde DVD'sinin bulunamıyor oluşu ise can sıkıcı.
  • The Hobbit: An Unexpected Journey için geri sayım devam ediyor: 10 gün!
  • Hayranı olduğum Starsailor'un solisti James Walsh eylül ayında çıkardığı Lullaby isimli solo albümünü 17 Ocak 2013'de Babylon'da canlı canlı seslendirecek. Not edilecek, et!
  • catwalkman.blogspot.com Güzel blog. Harika bir müzik zevki.
  • Geçtiğimiz hafta okuduğum bir habere göre bundan sonra orduda eşcinsel olmak en büyük suç kabul edilecekmiş ve eşcinsel olduğu tespit edilen subaylar görevlerinden azledileceklermiş. Adam öldürmenin şeref sayıldığı bir kurumda en büyük suçun eşcinsellik kabul edilmesi de eşcinsellerin gururu olsun.
  • Son zamanlarda Facebook'ta yayınlanan hemen hemen her şiirin altında Can Yücel imzası görüyorum. Üstelik bu şiirlerin büyük bir çoğunluğu Can Yücel'e ait değil. Her ortamda dobralığıyla hatırlanan büyük şair bugünleri görse cevabı çok net ve ağır olurdu.
  • Pazardan pazara NTV'de Refika Birgül'ü kaçırmayın derim.
  • "Gün ağmıştı. Adaçaylarımızı söylemiş miydik?
    Üç kişi bir köşede oturmuş ağ yamıyordu.
    Kimimiz aznif oynuyor, cıgara üstüne cıgara
    yakıyordu kimimiz. Sanki dünya durmuştu
    öyle dalmış gitmiştik. Kendi kendimizdik.
    Bir sürü kırlangıç dışarda camlara vuruyordu.
    Birden bir ses, yüzüne karışmış bıyıkları,
    -deniz çekildi, dedi. Hepimize tutup
    denizde gezdirdiği gözlerini. Büyük
    bir boşluk bırakıp sonra da arkasında
    kalktı.
    Biz işte o zaman gördük onu
    ve çekilen denizi.
    O zaman çıktık kendimizden.
    Dışarda bir dilim ekmek gibiydi gök."


    İlhan BERK

Comments (0)