skip to main |
skip to sidebar
Posted by
Anıl
|
Posted in
pazartesi notları
|
Posted on
19:30
- Çocukluğumda birden çok alternatifli kitaplarım vardı. Şimdi "Nasıl oluyor öyle?" diyenler için ayrıntıya gireyim. Bu öykü kitaplarının her sayfasının altında size iki seçenek sunuluyordu, "Şöyle olmasını istiyorsanız X sayfaya, böyle olmasını istiyorsanız Y sayfaya atlayınız" gibi... Haliyle bir öykü için, hem de aynı kitapta, en az 10 tane alternatife sahip oluyordunuz. Hatırladım da, çok güzeldi... Kaybetmeseydim keşke...
- YouTube üzerindeki sansür kalktı, fakat ben yine de sahte DNS adresimi değiştirmedim. Bu ülkede sansüre uğrayan tek site YouTube değil!
- Royal Halı'nın reklamı müthiş. Hani şu bakterinin "Jokunamaam, jokunamaaam" diyerek şarkı söylediği reklam. Beslenir ki o bakteri... Hazır YouTube açılmışken, izlememişler buradan izleyebilir.
- Bizde de Cadılar Bayramı olsaydı, biz de "Trick or Treat" yapmaya kalksaydık...
- İzledikten sonra rahatlıkla söyleyebilirim, şu ana dek yapılmış - açık ara - en iyi dizi Six Feet Under'dır. Dizi baştan sona mükemmel, finali dillere destan... Yıllardır Lost ile harcanan ömrüme yazık.
- Öte yandan 24 de bitmese iyiydi aslında. Jack Bauer'dan başka kim karşılayacak benim adrenalin ihtiyacımı? Damn It!
- Kanımca şu an devam eden diziler arasında en izlenmeye değer olanı Dexter'dir. Michael C. Hall'un olduğu tüm işlerin altına imzamı atarım ben.
- Meşhur bisküvilerin mini boyunu çıkarmak hazır moda olmuşken, Probis'e de el atsın birileri...
- FIFA 11'in oyun müzikleri arasında yer alan "Ace of Hz" müthiş.
- Bundan böyle en yakın arkadaşıma bile ödünç kitap vermeyeceğim. Ortadan ikiye katlanmış, sayfaları yırtılmış kitaplarımı bir de utanmadan teslim etmeye kalkmıyorlar mı...
- Apaçi müziği ne kadar sinir bozucu değil mi?
düşündüm de onca kitabım oldu, onca kitap okudum ama alternatifli kitabım olmadı benim hiç yazık bana yaa :((